30 Eylül 2011 Cuma

Zaman ve an , yazmayacağım artık
Yok ve var siz de..
Ben ve sen yok.
Gitmek ve kalmak çöp.
Başlamak ve bitirmek öldü.
Kağıt ve kalem, tiksiniyorum artık.
Ruh aşk gökyüzü güneş huzur kavga insan saçmalık…
Bu devir bitti.kapalıyız.

Uzun ve kısadan konuşalım,
Lütfen lütfen hayat girmesin araya
Akıl da.

Kısa çorap ve uzun çoraptan konuşmak istiyorum sadece.
Kısa çorap giyiyorum.
Çorap hep giyerim, yaz kış
Mevsimleri geçelim.
Kısa çorap giymiştim bugün yine.
Bileklerim üşüdü.
Ayaklarım çok üşür benim.
Keşke uzun çorap giyseymişim diye geçirdim içimden
Giyerken de geçirmiştim ya
Şimdi uzun çorap giysem ayakkabıdan gözükecek, çirkin duracak fikrimce
Süse püse önem veririm biraz bende,
Kısa çorap giydim ne yapayım

Şimdi ne fark ettim
Benim hiç uzun çorabım yokmuş ki,
Çirkin diye olanlar eridikten sonra hiç almamışım.
Hepsi kısacık, ayakkabıdan görünmeyecekler ya..

pazardan alırdı annem uzun erkek çorabı
Koyu renk , çabuk kirlenmesin diye.
Beş tanesi üç liradan,
Tanesi ne kadar yapar?
Az yapar, çorapların ömrü boyları gibi uzun olmazdı
Ama ayaklarım da üşümezdi.
Şimdi yağmur yağınca da kısalara kaldım
Kısalara mecbur bıraktım kendimi.
Nerede benim uzun çoraplarım?

Olsa giyerdim bak vallaha.


Bir ses duydum
Ve onu takip ettim
Çocuk gibi
Daha iyi duymak mı istedim
sese dokunabilmek mi
ses olmak mı
göremediğin şey olabilir misin
ses oldum

güneş vurunca odada uçuşan toz zerreciklerini görürsün
güneş vurunca bir çok şeyi görürsün göremediğin
sesi göremezsin
ses etkilenmez, dokunulmaz ;
oradadır
bilinir ve bilinmekle yetinir
ses yakındadır ve uzaktadır
ses o ana kadar duyumsadığım  her şeye sahip
duyumsamadıklarıma da
içimdedir dışımdadır.

ses beni etkiler
ses ben.

23 Eylül 2011 Cuma

Yazdılarımın kolaylığından yakınmıştın,
Hiç kolay olmadı aslında,
Ama hiç bu kadar zor da olmamıştı.
Zoru sevdim.
Kendini yalnızlaştırmak,
Bencillikle en çok zıt düşen şey.
'Ancak en kötü benciller kendini yalnızlaştırabilir'
Başka nasıl bir insan bu en korkunç şeyi kendine yapar ki?

İnsanlar, çokuz.
Birbirimize dayanmadan,
Birbirimizin omzuna başımızı koymadan,
Birbirimizin koluna girmeden,
Sırtını sıvazlamadan,
Tekmelemeden,
Dans etmeden,
Konuşmadan,
Yürrümeden,
Öpüşmeden,
Şarkı söylemeden,
Birbirimize dokunmadan,

Tek başına,
Yokuz.
Düşünceler ve anlar,
Kaçan yanlarım,
Benden hep bir adım öndeler,
Ben de onlara yetişmeye çalışıyorum,
Ama en başından biliyorum,
Nafile çaba,yetişmek imkansız,
Hep benden önde olacak parçaları,
Kovalayacağım,hergün,asla yakalanamayak yanlarımı.

7 Eylül 2011 Çarşamba

bilmeyen ben ;

eğrildim büküldüm dikeldim ve yine,süreç
sonra var oldum
sonra yok.
yazılanlar zamanı izlemese
saniyeleri izlemese
sırayı izlemese
bozsa ve değişse
inse çıksa inse
bir iki üç diye değil
karmaşık ve anlaşılmaz olsa.

istemekten sıkılmak
-se -sa istek kipi olma-
onun yerine boşluk ol-
istemek istemiyorum
'ol' istiyorum

hep böyle
anlaşılmaz uçan şeyler
tül gibi tüy gibi ama değil
bozuk hafif yumuşak
bu bilinen sıfatları yanına kabul etmeyen şey
sıfatlar yanına yakışmıyor, uymuyor, tanımlamıyor
öyle bir 'şey', şey bile değil
yazamıyorum ki,
itiyor kelimeleri..

kelimeleri itiyor, beni çekiyor...
bu sefer tanımlamakta zorlanıyorum bildiğim üç beş kelimeyle
ama kendini biliyorum, yerin zamanın bilinenin olmadığı yerde,o bende.
kadar.